gürültü

gürültü

Kendisiyle ilgili tereddüde düşmeyen var mıdır âlemde? Kim bilir, belki de bu tereddüt kendimizi bulmak için en mühim adımdır. Bilmiyorum. Acabalarım, şöyle mi olsaydı’larım, attığım bir adımdan memnunken diğer adımımın havada kalmasındaki ısrarım; üstelik dışarıdan görenler koştuğuma yemin edebilirler yine üstelik bu yalan da olmaz. Fakat.

Tarif edemediğim bir kımıldanış, hummalı bir hareket içimde devinip duruyor. Tam bir şeyi istiyorum derken, bir taraftan istemiyorum. Tam buna ihtiyacım yok, derken; birden onun hayalini kurarken buluyorum kendimi.

Ben kimim ve bu sesler kaç kişi?

Bir an bulursun süt liman, her şey yerli yerinde. Yüz yıllardır yerleşik bir kent, her kıvrımı, sokağı derdi ve devâsı belli. Sakince yürünür, varılmak istenen yere de emniyetle varılır. Sonra bir bakarsın, karanlık bir orman. Burayı kimseler bilmiyor. Ne ışık, ne işaret. Yalnız cır cır böcekleri ve işte birkaç baykuş. Daralırsın, korkarsın, ne yöne gideceğini bulamazsın. Olduğun yerde de duramazsın. Kaynar kazandır. Kaynar, kaynarsın.

Kendisinden razı olan var mıdır aramızda?

Bütün bu kişilerle tek bir kişi olmayı başaran? Vahdet, bu değil midir?

Geçenlerde okudum, bilimselmiş veriymiş. miş. İnsanların hepsi içinden kendi kendine sürekli konuşmuyormuş?? Gerçekten mi? Benim zihnim sazlar takımı, orkestra, Yaşar Kemal romanlarındaki tarlalar ve işçiler hep burada. Babanem, zikirler, komşu teyzeler, çocuklar, kaçan goller ve işte yutkunulan ne varsa. Hep dönüp duruyor. Mahkemeler kuruluyor, kapanıyor. Gidiyorum, dönüyorum. Cevaplıyor, soruyorum, susuyorum. Neler neler. Mahşer mi ararsın, melekleri mi Hz. Ömer’i mi, İbnül Cevzi’yi mi? Günde kaç kere, kimlerle, neler neler konuşuyor, susuyorum. Sonra derin nefes ve hoop ‘’Estağfirullah’’. Dışarıdan yalnızca bu ses duyuluyor.

Sizin zihninizde kaç ihtimal birden dönüyor, hangi günler. Gözünüzü açar açmaz her sabah ”Ölmemişim.” diyor musunuz? Bütün bu cümbüşün ortasında, içinizden konuşmuyor musunuz? Ben bazen dışımdan da yüksek sesle ‘’Ne alâkası var?’’ diyebilirim elbette içerideki seslere. Savrulan parçalar, yeniden eklenen de var. Tam elimi uzatırken rafa, bakıyorum ki aslında orada yok, yine. Toprak ve gök değiliz, biliyorum fakat bu denli de belirsiz..

Ben, galiba bugünlerde, biraz, gürültülüyüm.

 

Share:FacebookX
Join the discussion

1 comment
  • Hiç kimse dışarıdan görüldüğü gibi değildir.
    Ve bir insanı tanımak yıllar alır.