Gece uyumadan önce, her zaman koyduğumuz yere; saatimizi, yüzüğümüzü, varsa tokamızı bırakınca gözüm takılır, düşünürüm. Üst üste yığılmış notlar ve kitaplar, sabah giyilmek üzere çıkarılmış şu ceket, yerde duran terlikler. Gece içerim diye baş...
”İnsan, bir damla kan ve binbir endişe.” Son zamanlarda sık sık düşündüğümse: Birbirimizin pek az yönünü tanıyoruz. Birbirimizi tanımıyoruz. İyilik hâliyle iç içe geçen öyle çok kavram var ki. Birine tek bir hâliyle iyi veya kötü demek...
Çocukları çok seviyorum. Bunu böyle söyleyince ”domatesi çok seviyorum” gibi olağan geliyor ama değil; ötesi, çok daha ötesi. Dolmakla kalmayan, taşıp duran bir sevgi bu. Tam şu anda yüzümde ılık ılık yayılan gülümsemenin menbaı, durup...
Öğrenmenin tutkusuyla tanışan biri sonrasında hangi tatla itminan bulabilir ki! Ne çok ‘t’ sesi kullandık, affedin beni. Bir şeyin, çokluğu hem yoruyor hem korkutuyor, yaşlanmakla da ilgilidir belki. Ne diyordum, öğrenmenin tadı. Bunu...
Ankara’ya geldim. Hilal’i ziyarete. Hilal, henüz üniversitede öğrenciyken, bizim evde tefsir derslerini yürütüyorduk. Rukiye ile beraber derslerin dışında bazen akşam yemeklerine bazen çay içerken hasbihâl etmeye gelirlerdi. Okul bitecek...
DUHA SURESİ
Bakara suresi 4.ayet 1. bölüm
kıpırtı. toprağın altında çatlamaya duran tohumların sağında solunda biriken tortuları itmesine. anne karnındaki bebeğin elleri ve ayakları ve parmakları oluşunca, yumuk yumuk açıp kapamasına. ilkbaharda erik çiçeklerinin pıtır pıtır irili ufaklı...
Örtünmeye karar verdiğim akşam olanca netliğiyle zihnimde. Anlık bir tesirle değil gerçekten şuurla seçilen bir karar verildiğinde, insan için ne denli sarsıcı ve zorlayıcı olduğunu anlatmak, hayli güç. Deli cesareti, diye bir tabirimiz vardır...
Ezginin Günlüğü’nün bir şarkısı var, çok seviyorum diyor ki sevmek kolay. bir gökyüzü, biraz tebessüm. al tut elimi bu kadar. dağları delmesek olmaz mı? çölleri aşmasak olmaz mı? Sadece sevsek olmaz mı? Karşımızdaki insan bize ölmese de sağlıkla...