Bismillah. Elhamdulillah. Allahumme Salli ala Seyyidina Muhammed.
Yaşadığımız coğrafyada çoğunlukla Kur’an öğrenimine küçük yaşlarda başlıyor çocuklarımız. Hikaye bilindik: Yaz tatillerinde mahalle camiisinde veya bir abladan, ağabeyden öğrenilen harfler zar zor birleşmeye başlamış, tam Kur’an’ın ilk sayfasına geçmişken okullar açılır. Böylelikle Kur’an rafa kalkar.. Çocuk öğrendiği harfleri diğer yaz yeniden öğrenmek üzere unutur. Bu sahne aileden aileye değişkenlik gösterse de birçok kez tekrarlanır. Fakat şimdi konumuz okul açılınca Kur’an’ın hızla rafa kalkması, okula verilen disiplinli ehemmiyetin ilmihal bilgisine, taharete, siyere verilmemesi değil. Konumuz, Allah’ın kitabının harflerini öğretmek için tatilleri beklememiz de değil.. Onları başka zaman konuşuruz. Konuşalım mı sahi?
Neyse efendim Kur’an’a geçip geçip iki kulaç atamayan çocuklarımız bıkkın. Her yaştan bana talebe nasip eden Allah’a hamd olsun. Yedi yaşından kırk yaşına uzanan öğretme serüvenimiz bana hazırlanan elif ba cüzlerinin büyük oranda işlevsiz olduğunu gösterdi. Oradaki sıralamadan bağımsız olarak hareket etmekte, yeni bir düzenle ilerlemekte fayda buldum. Dilerim işlediğim sistemi bir gün kaynak hâline getirip ümmete sunabilirim. Şimdilik sadece kendi öğrencilerime tek tek eğilerek ilerleyebiliyorum. Bu yöntemi olabildiğince sade bir şekilde izah etmeye çalışacağım:
Harflerin öğretildiği kaynaklarda önce harfin kendisi yalnız başına verilir. Biz onu ”cim, dal, ayın” gibi ifadelerle okuruz. Sonra harekeleri tek tek görürüz. Bu kez ”cim, ce’ye dal, de’ye” dönüverir. Bu da yetmez sonra ”ci ve di” olurlar esrenin gelmesiyle.. İş uzar. Giderek kolaylaşmak yerine zorlaşan bir yapı görürüz. Çocuk tam harfleri tanıdığını düşünürken bu kez ‘başta, ortada sonda’ diyerek bildiğini zannettiği harfin üç yeni hâlini görür. Aslında harfi yeniden üstelik üç ayrı biçimde öğrenmesi gerekir. Başa sararız.
Bütün bu hengamenin yerine tercih ettiğim yol harflerin ‘başta-ortada-sonda’ gösterimini aynı anda üç ayrı harekeyle birlikte vermektir. Örneğin:
‘t’ harfinin her hâlini gösteririm. Çizgi yukarıda olduğunda ‘elinde e sesi ‘ çizgi ‘inince i sesi’ çizgi ‘uçunca u sesi‘ ortaya çıkar. ”t şimdi elinde: te, t şimdi indi: ti, t şimdi de uçtu: tu” şeklinde harfi öğretirim. Böylece harfin üç yazılımını ve her bir hareke ile okunuşunu öğrenmiş olur çocuk. Bu yöntemle harfi kavrayabilmesi için yazmasının tesirli olduğuna inanıyorum. Deftere olur, oyun hamurundan harfleri yapmak olur, evde tahta varsa orada da çalışabilir. Ancak yazması, harekelerin yer değiştiğini görmesini isterim. Çocuğun algı ve hızına göre her gün öğretilecek harf sayısı değişir. Acele etmemek gerekir. Çünkü tek seferde aslında üç harf öğrenmektedir. Her yeni harf öğretildiğinde geride kalan yeninden tekrar edilmeli, unutmaya izin verilmemelidir.
Harflerin tamamını öğrenirken biraz zorlanıp yavaş ilerleyebiliriz. Ancak bu kısmı oturtan çocuk rahatlıkla diğer sayfaları geçer. Kur’an’a ulaşması oldukça kolaylaşır. Her bir harfi somut bir varlığa benzetmek küçük resimler çizmek kurtarıcı olacaktır.
Elbette bunlar tek başına yetmez. Öğrenme anlarından keyif alması, sıkıldığını hissettiğimiz zaman oyuna geçmeliyiz. Çocuklara ders esnasında sıkıldığımı, oyun oynamak istediğimi açıkça söylerim. Sadece kendisinin sıkılıyor olduğunu düşünmesi onu dibe çekecektir. Oysa biz de sıkılırız çalışırken, bu insandır. Ara vermek gerekir. Oyunların arasında harflerden bahsedebilir, örneğin ”b’nin noktası yukarıda mıydı aşağıda mıydı yahu!” gibi sorularla arka planda öğrenmeyi devam ettirebiliriz.
Teknikler ve oyunlar yaşa göre değişecektir. Çok yüzeysel ve kısa bir yazıyla fayda verecek birkaç bilgiyle sınırlı tutuyorum bu yazıyı. Daha detaylılarını da yazarız inşaallah! Aman ha, çocuklarımı üzmeyin.
Tabii öğrendiği gibi Kur’an kalkarsa çocuk unutmayıp ne yapsın, değil mi? En güzel cümleleri oluşturan harfleri öğrenmiş zihinlerin unutmasına izin vermeyelim.
Çocuklar, hepimizin. Kur’an işlesin kalplerine, birbirimize yardım edelim..