Günlük zikirler bütün kolaylığına rağmen çoğumuzun es geçip, nice sevaptan kendimizi mahrum ettiğimiz bir alan. Hep söylüyorum: Zaten nice eksiklik içindeyiz, düzenli amellerimiz çok çok az. Belli zikirleri alışkanlık hâline getirmek ölüm anında ve sonrasında kim bilir ummadığımız nice kolaylığa sebep olabilir. Böyle kolay amelleri sadece tembellikten kaybetmeyelim, kendimizi zorlayalım, ne olur!
“Her kim, sabah namazından sonra diz çökmüş olarak, konuşmadan önce on defa
‘Lâ ilâhe illallahu vahdehû lâ şerîkeleh lehü’l-mulku ve lehû’l-hamdu yuhyî ve yumîtu ve huve alâ kulli şey’in kadîr.’ derse:
- Allah ona, on sevap yazar
- On günahını siler
- Mertebesini on derece yükseltir
- On köle azat etmiş sayılır
- Şeytana karşı muhafaza eder
- Hoş olmayan hâllerden onu korur
- Şirkden başka o gün işlediği günahlar bağışlanır
Kim de bu tesbihleri akşam namazını kılınca söylerse, o gece kendisine yukarıdaki yedi şey verilir. ”
(Buhari, Ezân: 155; Teheccüd)
Anlamı: Allah’tan başka ibadete lâyık hiçbir ilâh yoktur. O birdir; Onun hiçbir şeriki yoktur. Mülk Ona ait, hamd Ona mahsustur. Hayatı veren de Odur, ölümü veren de Odur. O, kendisine asla ölüm ârız olmayan Hayy-ı Ezelîdir. Bütün hayır O’nun elindedir. O, her şeye hakkıyla kâdirdir.