Çocukları çok seviyorum.
Bunu böyle söyleyince ”domatesi çok seviyorum” gibi olağan geliyor ama değil; ötesi, çok daha ötesi. Dolmakla kalmayan, taşıp duran bir sevgi bu. Tam şu anda yüzümde ılık ılık yayılan gülümsemenin menbaı, durup durup tazelenen ümit, azalsa da tükenmeyen sabır. Sevgiden başka ne ile mümkün olurdu?
Derste mutluluğun ne olduğu üzerine konuştuk. Sonra onlara birkaç soru yazdım. Cevapları, tarifleri öyle sıcak, samimi ve berrak ki..
Ellerim titriyor, avuçlarımızda tuttuğumuz daima bir yürek. Bırakamazsın ve sıkamazsın. Üşütemezsin ve boğamazsın. Denge denge denge.. Yine de kaçırıp durduğumuz bir nokta var. Onlar, gaybtan daha yeni geldiler. Meleklerden, ruhlar âleminden, perdenin ardından henüz geldiler. Çok daha yakınlar hakikate. Prangaları yok, koşulları ve hesapları.. Evet, öğreteceğiz, muhakkak. Fakat keşke, onlardan öğrenebileceklerimize de dikkat kesilsek. Kibirsiz, sakin. Buyruk vermeden dinleyebilsek.
Çocuklarımı çok seviyorum ve yer yüzündeki bütün çocuklar benimdir. Tanışmadıklarım dahil. Onların tariflerini size de sunmak istiyorum. Not etmek isterseniz, başlığı ”gönül tarifleri” diye düşebilirsiniz. Hiçbir ekleme düzeltme yapmadan ne yazdılarsa aynı şekilde yazıyorum.
Mutluluk Nedir?
-Sevdiğin her şeyin (tane tane) olması, aydınlanmak ve huzur bulmak.
-Mutluluk, mutluluktur.
-İçimde kelebeklerin uçmasıdır.
-Mutluluk iyi hissettiğim bir şeydir.
-Mutluluk, insanın huzurlu olduğu zamandır ve kalbinde oluşan bir histir.
-Mutluluk, insanın huzur bulduğu andır. Her zaman mutlu olunmaz, huzur bulduğunda olur.
Mutluluk Aramakla Bulunur mu?
-Bence hayır, küçük şeylerden toplanıp ortaya çıkar.
-Mutluluk aramakla bulunmaz.
-Bana kalırsa bulunmaz, o bir anda gelen duygudur.
-Bence mutluluk aranabilecek bir şey değil. Bu, Allah’ın gösterebileceği şeylerden biri. Yine de arayabilirim!
-Bulunmaz çünkü onu sen, kendin yaparsın.
-Ararsam bulurum diye düşünüyorum.
-Hayır çünkü bende numarası yok arayamam hem bu geleceğe bağlı olan bir şey.
Mutluluğu Nerede Bulurum?
-Güneşli havada, Türkçe dersinde, Yaşar Hoca’nın yanında!
-Kur’an’ı Kerim okurken bulabilirim.
-Mutluğu her zaman her yerde bulabilirim.
-Cennette.
Senin Yıldız Anın Ne? (Mehmet Teber’e ait olan bu kavram, insanın çok çaresiz ve karanlık hissettiği durumlarda içinde yanan ışık, umuda dair yeşeren bir yön bulması, o andan sonra dünyaya daha başka bir gözle bakması)
-Annem bana haksız yere kızmıştı ama haksız yere kızdığını bilmiyordu. Her neyse, annem haksız yere kızdığını bir şekilde anlamış kapıma tıklamıştı. Meyve tabağı hazırlamış ve bana dedi ki ”Gel hadi film izleyelim.” Çok mutlu olmuştum!
-4. Sınıftayken deneme sınavı olmuştum, sınavdan 47 aldığımda çok üzülüp ağlamıştım. Sonra elime bir kitap alıp okumaya başladım. Kitapta ”Ne olursa olsun kolay kolay pes etme.” yazıyordu. İşte bu benim yıldız anım.
-Bir keresinde hiçbir şeyi başaramadığımı, olmadığını ve ”beceriksiz” olduğumu düşünmüştüm. Sonra okulca ”Bandırma Füze Kulübü” filmine gittiğimizde ”Demek ki çalışırsam olur.” demiştim.
Cevapların her biri muazzam değil mi?
Peki sizin için mutluluk nedir? Huzur, sevinç, neşe ve mutluluk aynı şeyler midir? Coşku hepsinde bulunur mu dersiniz? Peki insan hep coşkun olmak istiyor mu? Dersimiz bitmedi, devamı için en çok ben heyecanlıyım. Kim bilir, bu arada, belki siz de kendi yıldız anınızı düşünürsünüz. Kim bilir, bir çocuğun ışığı gördüğü ânâ sebep olursunuz. Dersimizin tamamını podcast olarak kaydettik, linki aşağıya bırakıyorum. Belki mutluluk bizim derstedir, ne dersiniz?
Şaka şaka, onu tek bir yere hapsetmeye kimin gücü yeter..
https://open.spotify.com/episode/6UvHKx0wPfLkSmko7syhgH?si=ddd8343cd46b4ef6
Dinlemiştim, harika bir yayındı. Sizin emeğinize, emenatlerinizin yüreğine sağlık ?
çok teşekkür ediyoruz.