”Göğü yükseltti ve ölçüyü koydu.” Rahman,7
Allah’ın ölçüsünün eksiksiz olduğuna iman etmek kuluna ne büyük ferahlık. Kul, keşke bunu daha kolay anlayabilseydi. Fakat işte kuldur, acelecidir, yolu çoktur. Anlayamaz.
Yusuf aleyhisselam ve Yakub aleyhisselam yıllarca yan yana iki ülkedeydi. Üstelik ikisi de peygamberdi. Hz. Yusuf son düzlükte yıllardır yöneticiydi. Bu imkanlara rağmen ikisi birbirinden tek bir haber alamadı. Sonra, Allah dilediğinde, artık kavuşma günü yaklaştığında, Yusuf aleyhisselamın gömleğinin kokusunu rüzgâr taşıdı babasına. Yıllardır tek bir emare yokken Yusuf’tan, peygamber olmasına rağmen kendi oğulları, torunları, gelinleri onun ‘bunadığını’ düşünürken (ayette bu ifade geçiyor) nihayet Yusuf’un kokusu geliyor. Kapının açıldığına dair bir işaret geliyor. Hiç iz yokken şimdi rüzgâr taşıyor müjdeyi.
Yani, Allah ulaştırmak isteyince her şey seferber oluyor kainatta. Allah ulaştırmak istemeyince peygamber dahi olsan kapı kapalı kalıyor da bekliyorsun. Allah’ın kolay kıldığına zor yok, zor kıldığına kolay yok anlıyorsun.
Bunları anlıyoruz da kolaylığın da bir imtihan olduğunu kaçırıyoruz. Kolaylık sunulan insanlar, torpilli geliyor bize. Oysa, darlıkta ve bollukta aynı iştiyakla anmak gerekiyor Rabbimizi. Ne yazık, kolaylık günlerimizde kaçırıyoruz bunu. Unutuyoruz. Ne zaman ki çareler bitiyor, gecenin 3’ünde uykular kaçıyor, o zaman sımsıkı ediyoruz duaları.
Oysa, Rasulullah’a (sav) verilen emir , O’nun üzerinden hepimize verilen emir, daraldığında Rabbini büyükle Rabbine hamd et. Başarınca, mutlu olunca yine Rabbini büyükle, Rabbine hamd et. Sakın kaçırma, her yeni sahnede Rabbi’nin büyüklüğünü an.
Böyle yapıyor muyuz?
Başarılarımız ve mutluluklarımız Allah’ın ikramı ve şükür de bir imtihandır.
Kayıplarımız ve ağlamalarımız da Allah’ın ikramı ve zorluk da bir imtihandır.
İkisi de geçecek, ikisi de benimle mezara gelmeyecek; diyor muyuz kendimize. Bi desek ne hırs kalır ne de tembellik.
Önümüzde bir sınav kağıdı; yaşamak. Her gün çözmeye çalışıyoruz. Bazılarımız onu çoktan uçak yaptı :’) Soruları okumadı bile. Fakat okuyacak. Düşüp de dizi kanayınca, dönüp uçak yaptığı kağıda bakacak. Görecek ki buruş buruş olmuş kelimeler. Düzeltecek tırnaklarıyla. Ağlaya ağlaya okumaya çalışacak. Şimdi, baştan başlayacak.
Nereden bildiğimi sormayın..