Sağlıksız Bir Aile Ortamında Çocuğumu Nasıl Yetiştiririm?

Sağlıksız Bir Aile Ortamında Çocuğumu Nasıl Yetiştiririm?

Şüphesiz bir ebeveyn için evladına gelebilecek zararları önlemek öncelikli gayretidir. Bunu çoğu zaman sağlaması mümkündür, onu dış tehlikelerden korumak için birçok fedakarlıkta bulunabilir, zararı ve tehlikeyi en aza indirebilir. Ancak tehlike ve zarar evin içindeyse iş değişir.

Oturduğumuz yerden konuşmak ve uygulanamayacak çözümleri sıralamak her zaman çok kolay. Bununla birlikte önümüzde bir de gerçekler var. Sağlıksız evlilikler sürüyor, çünkü kadının başka bir yer bulamama kaygısı yüksek. Yahut adamın muhtemel baskılarla savaşacak gücü yok, belki de gücü olmadığına inanıyor. Öyle yada böyle evlilik bağı çoktan kopmuş olan ancak nikahla bir arada bulunan birçok çift var. Durumun iki taraf için de zararı başka bir konu ve bir tercih meselesi. Ancak, o eve doğan çocuğun tercihi değil olanların hiçbiri. O biçilmiş bir imtihanın içine doğar, etkilerini anne karnından itibaren hisseder, mizacına göre biçimlendirir olup bitenleri içinde, zihni sünger vazifesi görür çok uzun süre. Bu evler zihnimizde dursun.

Diğer tarafta, boşanmayı gerçekleştiren, anne baba yanına çocuğu ile dönen kadınlar vardır. İstisnalar olsa da bu kadınların çoğu toplum baskısı ve taciziyle karşı karşıya kalır. Oysa zina yapmamıştır, evlenmiş denemiş sürdürememiş yine bir hak olan boşanmayı uygulamış, yorgun bir insandır. İnsandır. Gelen sorudan yola çıkarsak, soruyu soran hanımefendi boşanma sonrası anne evine dönen ama burada da huzur bulamayan biri. Çünkü ne evladı ne kendisi yuva sıcaklığı ile kabul görmüyor.

Sürece şahit olan ve her kafadan bir ses çıkan evin içinde barınan çocuğuna nasıl iyi örnek olabileceğini soruyor. Rasullullah aleyhisselatu vesselam, bir konuşma yapmadan evvel kimin ne ihtiyacı varsa önce onu giderirmiş. Bizler durmaksızın akıl verebilir, kendimizce çözümler sıralayabiliriz. Fakat ben hep aynı soruya geri dönüyorum: Şu anın içinde bunların uygulanabilirliği nedir?

İnsanın hayatında daima süreçler vardır. Allah, günlerini insanlar arasında döndürür durur. Geçmez sandığımız gün geçer, bitmez sandığımız ömür biter. Bazen bir odaya sıkışırız, bazen bir eve. Bazen tüm kapılar açılmış olsa da biz dünyaya sığamayız. Ama nasıl ki sabahı olmayan gün yoktur, sıkıntılar da böyledir. Biz onları sımsıkı tutmak istesek bile avucumuzdan akıp giderler. Kederleri ilk anlarıyla muhafaza etmek, aynı acıyı ilk tazeliği ile yaşamak için gayret etsek bile başaramayız. An geçer. Ve hiçbir an kendisini tekrar etmez. Olanlar olur, ağırlığı altından kalkabilmek için bir el ararız, dost eli. Bulabilirsek ne alâ, peki ya bulamazsak? Hep yedekte duran bir el ihtiyacımız var, kimse olmasa da tutsun diye bizi. İşte o el, yine kendi elimizdir. Kendimize bir dost eli uzatmamız gerekir.

Çünkü bazen fitne, imtihan, kötülük ailemizden gelir. Kendi anne babamız, kardeşimiz, evladımız korunmamız gereken bir kalbi taşıyabilir. Çok acı ama mümkün. Nasıl ki Kabil, Habil’i öldürmüştür, nasıl ki Hz.İbrahim’in babası oğlunun yanması için yakılan ateşe öncü olmuştur, yine olur bunlar başka başka biçimlerle. Aile ya şükürdür ya sabır. Eğer evladınızla ruhen hırpalandığınız bir yerde maddi sebeplerle kalmak zorundaysanız, evladınıza sevginizi her an hissettirin. Nice yüksek şahsiyetler, büyük karmaşıklıkların içinden çıkmıştır. Evin içinde kötüye dair örnekler varsa kendi hâllerinizdeki iyiyi çoğaltın. Çocuğunuz iki örneği de küçük yaştan itibaren görmüş olacak. Ve Rabbimden dilerim ki iyi olan tarafı seçecek.

Biz istiyoruz ki kötüyü değiştirelim, çözelim. Ancak hatırlamamız ve kabul etmemiz gerekiyor ki değiştirebileceğimiz yalnızca kendi kalbimizle zihnimiz. Onlara değil kendi kalbinize söz geçirin. Kendinize faydalı meşguliyetler edinin. Evladınızla işinizle ruhunuza faydası olacak işlerle öyle çok yorulun ki evdekilerin yaptıklarını fark etmeye, üzülmeye hâliniz kalmasın. Meşguliyet en iyi tedavi yöntemidir. Yaralarınızı, hayırlı meşguliyetlerle iyileştirin. Bütün bunları yaparken evladınızı kendinize yol arkadaşı edebilirseniz ne güzel.

Malesef ailenize uygulamanız için verebileceğim sihirli bir formülüm yok. Eğer olsaydı peygamberler kendi ailelerine uygular, dünyadayken huzura ererlerdi… Ama böyle olmamış. Kolay demiyorum, ama yapmanız gerekiyor. Evladınız büyüdüğünde sakladığınız göz yaşlarınızı da gayretinizi de hatırlayacak. Kötü saklanamaz, onu evde görmese mahallede görecekti. Okulda, yolda, işte hep görecek. Önemli olan sizde ne gördüğü. Bunu hafife almayın. Kendinize eziyet etmeden, insan olduğunuzu ve hata payınızı unutmadan, kendinizi geliştirmeye bakın. Allah’a bol bol dua edin, ben de edeceğim; size ve evladınıza maddi manevi yolları açsın.

Selâmlar, dualar.

Share:FacebookX
Leave a Reply to Serap Kahyaoğlu Cancel reply

4 comments