Kimse Üzerine Kusulmasını İstemez

Kimse Üzerine Kusulmasını İstemez

Soru: ‘’Biz Müslüman olarak insanları dinlemeliyiz, anlamaya çalışmalıyız fakat bazı insanlar sadece rahatlamak için bizimle konuşmaya çalışıyorlar. Verdiğimiz tavsiyeyi de öğüdü de dinlemiyorlar. Sonra aynı meseleyle tekrar gelip bizimle konuşmaya çalışıyorlar. Böyle anlarda ne yapmalıyız?’’

Bu durumu  İslami konularda ve İslam dışı konularda düşünebilirsiniz.  Bazı insanlar vardır gelip sizinle konuşurlar. Anlatır, anlatır, anlatır, anlatır derdini. Siz de ona bir takım yollar sunarsınız. Gerçekten apaçık yollar vardır çözüm için; dersiniz ki: ‘’Bak, sen bu işten memnun değilsen şunu yapabilirsin, bunu yapabilirsin, şöyle bir seçenek de var.’’ Ama o, hiçbirini seçmek istemez.

Mesela annesinin evliliğine müdahale etmesinden rahatsız olduğunu söyler ama günde elli kere annesini arar. Günde elli kere ararsa annesi elbette müdahale eder, kim olsa eder; sürpriz olmaz bu sonuç.  Hiçbir ölçü getirmeden hayatımızı tümüyle sürekli anlatmak, muhatabımızın giderek daha rahat müdahale etmesine zemin hazırlar.

O kadar anlatmaya gerek yoktu. Şimdi hem oradaki davranışı tetikleyecek işi yapıyor, hem de sonra olay gerçekleştiğinde ağlamaya başlıyor. Annem beni çok bunaltıyor ama eşim böyle yapıyor ama iş yerinde böyle oluyor. Ya da İslami bir konu bu, fark etmez. Bu konudaki huzursuzluğunu geliyor sizinle paylaşıyor, anlatıyor. Siz ona yol gösteriyorsunuz. Çünkü yapması gereken bir hamle, atması gereken bir adım var. O şekilde bu çözülebilir ama ısrarla adım atmıyor. Sonra tekrar gidiyor, biriktiriyor geliyor ve yeniden  anlatmaya başlıyor. Ağlıyor, ağlıyor, ağlıyor, ağlıyor, ağlıyor… Bu, şuna benziyor, insan zararlı yiyecekleri yer, yer, yer; onları yememesi gerektiğini biliyordur ama yine de ısrarla yemeye devam eder. Aksi yönde hiçbir çaba göstermez. Sonra da gidip kusar. Çünkü mide bozulmuştur.

İşte bu insanlar o zararlı durumları ısrarla sürdürürler ve değiştirmek için hiçbir şekilde gerçekten harekete geçmezler. Çünkü konforlu alandır bu. Konforlu alan, ayaklarımı uzatabildiğim alan değil. Peki nedir? Mesela dayak yiyen bir kadın ona alışmıştır ve boşanma fikri ona o kadar korkunç gelir ki ömür boyu dayak yemeyi tercih eder. Dayak yemek, onun psikolojisinde artık konforlu alandır. Diğer türlü evi terk etme ve boşanma fikri, alıştığı düzeni bırakmaktır. Çoğu zaman insan başka bir suda yüzmektense alıştığı suda boğulmayı tercih eder. Der ki: ‘’Ben bu suyu biliyorum.’’ Burada boğulmak güvenli gelir de yeni bir suya geçmez. Şu an bulunduğu bataklıktır,  batmayı tercih eder. Oradan çıkıp yanındaki suda yüzmeye tercih etmez. Buraya alışmış, burada belli bir vücut ısısına ulaşmıştır. Hayatımızdaki birtakım meselelerde de durum böyledir. Allahu Teâlâ diyor ki esteizubillah:

“Biz hiçbir insanın üzerine gücünün yeteceğinden fazlasını yüklemedik.”

لَا يُكَلِّفُ اللّٰهُ نَفْساً اِلَّا وُسْعَهَاۜ

Allah haşa yalan söylemez. ‘’Senin üzerine gücünün yeteceğinden fazlasını yüklemedik.’’ Kişi depresyona giriyor. Ben bu iş yerinde yapamıyorum. Çık. Çıkamam, evim kira. O zaman aç kalacağım. Yahu rızık Allah’tandır. Bilemeyiz neyin nereden geleceğini. Biz Allah’a itimat etmiyoruz. Biz rızkın Allah’tan olduğuna itimat etmiyoruz. Maalesef..

Bütün bunları çok rahat söylüyorum. Çünkü ben bir gül bahçesinden gelmedim, çok büyük paranın içinden büyük mutlulukların içinden gelmedim, harika bir aşkın içinden de gelmedim. Bunu bataklıkların içinden çıkmış birisi olarak söylüyorum. Allah’a hakkıyla iman etmediğimizde böyle oluyor. Evet, o konforlu alanları terk etmeye cesaret edemediğimiz, Allah’a itimat etmediğimiz için böyle oluyor. Tuzum kuru olduğu için böyle konuşmuyorum. Benim tuzum çok ıslandı ve biliyorum ne kadar zor olduğunu. İşte bununla birlikte söylüyorum. Eğer insan o konforlu alanı terk ederse hayatında bir şeyleri değiştirebilir.

Ailenizin size bu kadar müdahale etmesinden sıkılıyorsanız o zaman sınırlarınızı çizmeniz gerekiyor. Ama hem onun pohpohlamasını çok arzu edip hem de karışmasından rahatsız oluyorsanız böyle olmaz. O zaman pohpohlamasından da vazgeçeceksiniz. Ama yok, hem yağlım ballım olsun hem bana hiç karışmasın. Cık. Hem imkânlarından istifade edeyim hem istediğim yerde dursun. Cık. Öyle yok. Hem karnım doysun hem pastam dursun. Öyle yok. Birtakım alışkanlıkları, birtakım konforları terk etmek gerekiyor bulunduğumuz fikirleri uygulayabilmemiz için. İşte bu insanlar konfor alanlarını terk etmek istemezler. Hem de bulundukları durumla ilgili ağlarlar.

Diyelim adam ortada yok hiçbir şekilde. Ama kadını boşamıyor da arada nikâh var fakat adam ortada yok. Gitmiş aslında bakmıyor ya da aynı evin içinde yaşıyorlar, adam yok gelmiyor hiçbir şekilde. Fakat nikâh var. Şimdi kadın ağlıyor diyor ki: ‘’Ben bu adamla ne yapacağım?’’ Allah sana o adamla olmak zorundasın demiyor ki. Sonra bu benim imtihanım, Allah bana çok ağır bir yük yükledi. Yüklemedi, öyle bir şey yüklemedi Allah sana. Sonra ben annemi mutlu edemiyorum. Allah sana annenin bütün mutluluk kaynağı olmalısın gibi bir vizyon yüklemedi ki. ”Ben annemin her istediğini yapamıyorum, ben babamın istediği evlat değilim.” Allah böyle bir görev de vermedi. Ama sana kul olacaksın, dedi. Kul olacaksın, elinden geleni yapacaksın, dedi.

Allah’ın bize vermediği görevleri görevimiz zannediyoruz. Onlar bizim yüklendiğimiz angaryalar. Onlar bizim görevimiz değil. Kendimize birtakım başka görevler edinip sonra onların altında ezilip Allah bana çok kötü imtihanlar verdi, ben boğuluyorum, demek saçma. Bu insanlar da böyle yaparlar.

Kendi durumlarını değiştirmek için hiçbir gayret sarf etmezler. Konforlu alandan çıkmazlar, oldukları yerde bataklıkta debelenirler. Zaman zaman midelerinde o biriktirdikleri kötü besinleri gelip sizin üzerinize kusarlar. Kimsenin sizin üzerinize kusmasına izin vermeyin. Böyle anlarda rahatlamak, sadece bir boşaltım gerçekleştirmek için birisi sizinle konuşmaya çalışıyorsa ona vaktiniz olmadığını söyleyin. Direkt böyle söyleyemiyorsanız da bir şekilde bir araya gelmeyin. Geldiyseniz de çok az vaktiniz olduğunu söyleyin. Lütfen! Kendi kalbinizi, zihninizi koruyun. O size lazım çünkü.

Kimse üzerine kusulmasını istemez, kendi üzerinize kusturmayın. Sağlıklı şeyler yemeyi öğrensinler.

Share:FacebookX
Join the discussion

2 comments